Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Gününün; sadece bir anma değil, bir çağrı, uyarı ve mücadele olduğuna işaret ederek, şiddetin toplumsal bir yara olduğunu kaydetti.
KTTB Genel Sekreteri Dr. Sinem Şığıt İkiz, gün dolayısıyla “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü: Görmezden Gelinen Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı” başlıklı bir mesaj yayımladı.
Mesajında, Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) tarafından yapılan araştırmaların, ülkede, her üç kadından birinin ev içi fiziksel şiddete maruz kaldığını gösterdiğini belirten İkiz, 2024 yılında polis kayıtlarına bin yirmi dört şikâyet geçtiğini kaydetti.
Şiddetin sadece fiziksel olmadığına işaret eden İkiz, “Psikolojik şiddet, kadınların yaşamlarında derin ve kalıcı izler bırakmaktadır. Psikolojik şiddet; sözlü hakaret, aşağılama, sürekli kontrol, tehdit, izolasyon gibi davranış biçimleriyle kadınların ruh sağlığını, özgüvenini ve toplumsal hayata katılımını zedelemektedir” dedi.
Ekonomik şiddetin de gözden kaçırılamayacağına işaret eden İkiz, kadın çalışanlara yönelik şiddetin de ayrı bir başlık olarak ele alınmasının gerektiğini, çünkü bunun kamusal alana taşınmış bir tehdit olduğunu kaydetti.
Dünya çapında da KKTC'dekine benzer bir tablo olduğunu ifade eden İkiz, ülkede kadın cinayetlerinde de acı bir tablo olduğunu kaydetti.
"ŞİDDET SIRADANLAŞIP TEHLİKELİ BOYUTLARA ULAŞTI"
Şiddetin sıradanlaştığı ve tehlikeli boyutlara ulaştığını da belirten İkiz, sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar, trafikte ve günlük yaşamda karşılaşılan şiddet sahnelerinin yalnızca kadınlara yöneltilen bir sorun olmaktan çıkarak, toplumsal bir davranış biçimine dönüştüğüne dikkat çekti.
Evdeki öfkenin, sokakta saldırganlığa; okulda zorbalığa; yetişkinlikte ise kadınlara, sağlık çalışanlarına, hayvanlara ve topluma yönelen sistematik şiddete dönüştüğünü işaret eden İkiz, şöyle devam etti:
“Kadınların yaşam hakkının, güvenlik hakkının, insan onurunun korunması için; şiddetin kaynağını besleyen tüm yapılarla mücadele etmek, ev içi şiddeti ayrı bir suç olarak tanımlamak, etkili koruma mekanizmalarını güçlendirmek, şiddet faillerine yönelik cezai yaptırımları caydırıcı hâle getirmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini eğitimden hukuka, siyasetten kültüre kadar her alanda temel politika hâline getirmek bir zorunluluktur.
Bugün, şiddetten yaşamını kaybeden tüm kadınların anısı önünde saygıyla eğilirken; hayatta olanların ise özgür, eşit ve güvende yaşayabilmesi için mücadeleyi sürdürmekten başka bir yol olmadığını biliyoruz. 25 Kasım, susmayanların, vazgeçmeyenlerin, değiştirmeye kararlı olanların günüdür.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.