2015-2016 Adli Yılı Açılış Töreni dün Atatürk Kültür Merkezi’nde yapıldı.Törene, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Sibel Siber, Başbakan Ömer Kalyoncu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, bazı bakan ve milletvekilleri, Başsavcı Aşkan İlgen, hukuk çevreleri, askeri ve polis yetkilileri, siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri ve diğer bazı yetkililer yanında, yurtdışından gelen yüksek mahkeme başkanı ile yargı temsilcileri katıldı.
Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, konuşmasında, yapılan çalışmalar ve karşılaşılan sorunlara yer verdi. Öneri, uyuşturucu, trafik, organize suç örgütleri ve ekonomik sorunlara bağlı olarak borçlularla ilgili davaların giderek arttığını, ülke genelinde denetimsizliğin ciddi bir sorun olduğunu kaydetti.
Öneri, yargıç eksikliği devam ettiğini, altyapı sorunlarının, yargının fonksiyonel olarak görevini tam anlamıyla yerine getirmesini engellediğini, adaletin erken tecelli etmemesinin nedenlerinden birisi olmayı sürdürdüğünü kaydetti.
Öneri, kamuoyunda “göç yasası” olarak bilinen Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası konusunda, “Hala yürürlükte olmasını bir hukukçu olarak içime sindiremiyorum” dedi. Önümüzdeki günlerde emekliliğe hazırlanan Öneri, “ülke genelinde denetimsizliğin ciddi bir sorun olduğunu” da söyledi.
Öneri, uyuşturucu, trafik, organize suç örgütleri ve ekonomik sorunlara bağlı olarak borçlularla ilgili davaların giderek arttığına dikkat çekti. Öneri, yargıç eksikliğinin devam ettiğini, altyapı sorunlarının yargının fonksiyonel olarak görevini tam anlamıyla yerine getirmesini engellediğini, adaletin erken tecelli etmemesinin nedenlerinden birisi olmayı sürdürdüğünü kaydetti.
“Yasanın olmamasını içime sindiremiyorum”
“Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası”na da değinen Öneri, yasanın halen yürürlükte olmasını bir hukukçu olarak içine sindiremediğini kaydetti. Bir ülkede adaleti sağlamanın devletin en başta gelen temel görevlerinden olduğuna işaret eden Öneri, iyi adaletin koşullarının başında da adaletsizliği ortadan kaldırmakla görevli olanların uygun altyapı ve iyi çalışma ortamında çalışması olduğunu belirtti. Öneri, “Güçlü yargı, güçlü ve yeterli sayıda yargıç ile personel sayesinde olur” dedi.
“Girne Kaza Mahkemesi’ne iki yeni duruşma salonu eklendi”
Geçtiğimiz adli yılda İskele Mahkemesi’nin kurulup bölge halkının hizmetine sunulduğunu, Girne Kaza Mahkemesi’ne iki yeni duruşma salonu ve bölüm eklendiğini, iki yeni yargıçla takviye edildiğini söyleyen Öneri, Güzelyurt ve Lefkoşa kaza mahkemeleri ile Yüksek Mahkeme’nin alt yapı ve bina ihtiyacının ise güncelliğini sürdürdüğünü vurguladı.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin bina sorununun, Yüksek Mahkeme’ye yeni bir bina yapılmak ve mevcut binanın tümünü Lefkoşa Mahkemesi’ne tahsis etmekle çözümlenebileceği inancında olduklarını belirten Öneri, bu amaçla Yüksek Mahkeme’ye yeni bir bina yapılması için arazi bulma çabalarının olumlu sonuçlandığını, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri’nin tahsisinde bulunan Ortaköy – Kermiya bölgesindeki bir arazinin tahsis edilebilmesi için bürokratik prosedürün son aşamaya geldiğini kaydetti.
“Kangren oluyor…"
Geçtiğimiz adli yıl içinde yargı organının 4 yeni yargıç ile takviye edildiğini söyleyen Öneri, “Buna rağmen yargıç eksikliği devam etmekte ve altyapı sorunları yargının fonksiyonel olarak görevini tam anlamıyla yerine getirmesini engellemekte, adaletin erken tecelli etmemesinin nedenlerinden birisi olmayı sürdürmektedir” dedi.
Mevcut binalardaki yetersizliğin sadece adaletin erken gerçekleşmesini değil, yargı mensuplarını, personeli, avukatları ve mahkemeye gelen halkı da olumsuz etkilediğini söyleyen Öneri, yargının altyapı, bina, araç gereç, personel ve yargıç eksikliği sorunlarının hat safhaya ulaştığını belirtti.
“Devlet kendi eliyle bacağını kesmez”
Öneri şöyle devam etti:
“ ‘Bir gazeteci bana, sorunlarınız çözülmezse eylem yapar mısınız?’ diye sordu. Kendisine cevabım, ‘devlet kendi eli ile bacağını kesmez’ oldu. İkaz ediyorum, bu bacağın kangren olmasına az bir zaman kaldı. Yargı kendi bacağını kesmemek için fedakarlıkla görevini yapmaya devam edecektir. Ancak unutulmamalıdır ki, devlet bacağına gereken ilgiyi acilen göstermediği takdirde kangren olması kaçınılmaz hale gelebilecektir.”
Öneri, yeni hükümet programında yargı ile ilgili ifade edilenler ile Başbakanın, son günlerde, yargının sorunlarına duyarlı olacağına dair mesajlarını, sorunların çözümü yönünde ümitli bir gelişme olarak değerlendirdiğini de kaydetti.
“Tüzük değişikliği çalışmaları yapıyoruz”
Adaletin geç gelmesinin çeşitli sebepleri olduğuna işaret eden Öneri, günün koşullarına uymayan yasal engeller yanında kurumsal hata ve eksikliklerin de bulunduğunu, bunları aşmak adına atılan adımlar doğrultusunda tüzük değişikliği çalışmaları yaptıklarını belirtti.
Kaza Mahkemesi yargıç sayısının Mahkemeler Yasası altında düzenlendiğini söyleyen Öneri, şu an için öngörülen yasal kadro sayısının ihtiyaca cevap verebildiğini ancak kadroların doldurulmasının altyapı ve bina sorunu nedeniyle mümkün olamadığını belirtti.
Öneri, “Olası ihtiyaç halinde ise kadro artırımı için yasal alt yapı mevcuttur. Ancak 1500’e yakın dava ve istida ile boğuşan ve sadece 2 heyet halinde görev yapabilen Yüksek Mahkemenin yargıç sayısı, bilindiği gibi Anayasa tarafından tespit edildiği için bu sayının artırılması ancak Anayasa’nın ilgili hükmünün değiştirilmesi ile mümkün olabilecektir” dedi.
“En büyük tehditler…”
Öneri, “‘Siyasi iktidar tek güçtür’ görüşünün siyasete ve bir kısım siyasetçiye hakim olma eğiliminin; Anayasa’nın buyurucu kuralları uyarınca tüm devlet organları ve makamlarını bağlayan Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, YİM kararlarını uygulamama eğilimi, erkler ayırımının, yargı bağımsızlığının ve demokratik düzenin varlığına yönelik en büyük tehditlerden olduğunu değerlendirmekteyim” dedi. Ülkede verilen hukuk eğitimine de değinen Öneri, Kıbrıs Hukukunun temelini oluşturan Anglo-Saxson sistemi ve mevzuatın öğretim planlaması dışında tutulduğunu, bunun değişmesi için yaptıkları çalışmaların sonuç verdiğini ancak bu durumun yasal mevzuat ile düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
Bedevi: Mültecilerle ilgili sürdürülen uygulamayı insanlık ayıbı
KKTC Baro Konseyi Başkanı Ünver Bedevi de, adli yılın açılış konuşmasında ülkede mültecilerle ilgili sürdürülen uygulamayı “insanlık ayıbı” olarak niteledi. Bedevi, “Savaştan kaçan insanların yasal yollardan ülkeye girmelerine ve burada kalmalarına müsaade edilmiyor. Onları tutuklayıp, yargılayıp çoğu zaman geldikleri ülkelerine göndermek insan hakları ihlali ve insanlık ayıbı olarak devam ettiriliyor” dedi.
Toplumda, kadına ve çocuğa karşı şiddetin sanılandan fazla olduğunu da belirten Ünver Bedevi, “Polis adalet sistemimizin önemli bir parçası fakat polisin öncelikle, genel olarak hukuku, insan haklarını ve avukatı kabullenip hazmetmesi gerekir” şeklinde konuştu.
“Polis avukat-zanlı görüşmesine...”
Bedevi, “Polisin, gönüllü ifade olmaksızın da suçluları bulup mahkum ettirebilmesi, ifade için dayak ve işkenceyi tarihe gömmesi, mahkeme emirlerini geciktirmeden, talimat almadan uygulaması, avukat-zanlı görüşmesine uyguladığı gayri-yasal engellemeyi kaldırması gerekir” dedi.
“Uyuşturucu baronları yakalanamıyor”
Konuşmasında, uyuşturucuyla ilgili yasalara da değinen Ünver Bedevi şöyle devam etti:
“Uyuşturucuyla ilgili mevzuat tasarrufunda düşük miktarda uyuşturucuyla yakalanan kullanıcıların uyuşturucunun çeşidine ve miktarına göre yargılayıp hapse göndermekten ibaret. Baronlar ve tüccarlar büyük paralar kazanmakta, toplumu zehirlenmekte ama yakalanamamaktadır.”
İlgen: Adli tıp laboratuarı polis örgütüne kazandırılmalı”
Başsavcı Aşkan İlgen, KKTC’de geçtiğimiz adli yılda işlenen suçlarda, suç türlerinde ve mahkemelere intikal eden davalarda artışlar olduğunu söyledi. Dava sayısındaki artışların nedeninin ekonomik ve sosyal olduğunu belirten İlgen, artışlar nedeniyle yargının önündeki davaların makul bir süre içinde neticelenmesine olanak bulunmadığından adaletin geç tecelli ettiğini kaydetti.
İlgen, “Mahkemelerin hukuk davalarındaki artışa çare üretebileceği bir altyapıya kavuşturulmadığı takdirde, bu boşluktan yararlanan bazı kişi ve grupların kendi yöntemleri ile adaleti gerçekleştirecekleri kandırmacası ile giriştikleri kanunsuz eylemlere ortam hazırlanacağı aşikardır” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.