kstb

telsim

10-05-2016 11:06

Boynuna ve boğazına zehir enjekte etti

Yeniboğaziçi bölgesinde 2014 yılı Ocak ayı içerisinde ormanlık bir alanda çukura gömülü olarak bulunan ve cinayete kurban gittiği ortaya çıkan Ahmet Aybak davasının duruşması dün de devam etti. 27 Aralık 2013 tarihinde Ahmet Aybak’ı zehirleyerek öldürdükten sonra çukur kazarak gömdükleri iddiası ile tahammüden adam öldürmekle itham edilen sanıklar İbrahim Maraşlı ve Mustafa İlhan Tuncay’ın yargılandığı davada İddia Makamı cinayet soruşturmasını yürüten Müfettiş Muavini Ömür Dalkıran’ı tanık olarak dinletmeye devam etti. Davanın dünkü oturumunda sanık Mustafa İlhan Tuncay’ın, Aybak cinayetinin nasıl işlendiğini anlatan 3’üncü ifadesi okundu. Polis cinayet soruşturmasında ayrıca olay gecesi olan 27 Aralık 2013 tarihinde cinayetin işlenmesinin ardından sanık Mustafa İlhan Tuncay’ın nişanlısı ile birlikte yılbaşı balosuna gittiğini de ortaya çıkardı.

Boynuna ve boğazına zehir enjekte etti

Cinayetten sonra yılbaşı yemeği

İddia Makamı’nın tanığı Müfettiş Muavini Ömür Dalkıran cinayet soruşturması ile ilgili tespitlerini, kanıtlarını ve soruşturmasının seyrini Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi’nde anlattı. Dalkıran cinayetle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında olay gecesi olarak belirlenen 27 Aralık 2013 tarihinde sanık Mustafa İlhan Tuncay ile sanık İbrahim Maraşlı’nın birçok kez telefonda görüştüklerinin tespit edildiğini telefon dökümleri ile birlikte mahkemeye aktarda.  27 Aralık 2013 tarihinde saat 21:17 ile 21:20’de yapılan görüşmelerde kullanılan baz istasyonları ile yapılan araştırmada Sanık Tuncay’ın kullandığı telefon hattının Cyprus Garden ve İskele bölgesindeki baz istasyonundan beslendiğinin tespit edildiğini belirten Dalkıran, sanık Tuncay’ın cinayetten sonra nişanlısı ile birlikte Osman Ağa Kültür Evi’nde düzenlenen yılbaşı yemeğine katıldıkları, görüşme yapılan Sanık Tuncay’a ait hattın ise bölgedeki baz istasyonundan beslendiğinin tespit edildiğini açıkladı.

Olay yerinde cinayette kullanılan ikinci bir enjektör

Müfettiş Muavini Ömür Dalkıran mahkemeye sunduğu tanık ifadesinde sanıkların tutuklanmalarının ardından soruşturmanın devam ettiği süre içerisinde sanık Mustafa İlhan Tuncay’ın avukatı Emre Kadri’nin 19 Şubat 2014 tarihinde yanına giderek, müvekkilinin kendisine İbrahim Maraşlı’nın olay gecesi eldiven taktığını ve içinde sıvı olan enjektörü Ahmet Aybak’ın göğsüne batırdığını, iğnenin ucunun eğrildiği için başka bir enjektörü boğazına batırdığını söylediğini ve sanık Tuncay’ın bu yönde bir ifade daha vermek istediğini söylediğini belirtti. Bunu üzerine yeniden olay yerine gittiklerini anlatan Dalkıran, yapılan aramada cesedin çıkarıldığı çukurun gerisinde bulunan çalılıkların arasında iğnesi eğrilmiş bir enjektör bulunduğunu belirtti. 20 Şubat 2014 tarihinde sanık Tuncay’ı hücrelerden çıkararak şubeye getirdiklerini belirten Dalkıran, Avukatı Emre Kadri’nin huzurunda sanığa buldukları iğnesi eğrilmiş enjektörü gösterdiklerini ve sanığın ise “Şimdi hatırladım. İbrahim’in, rahmetli Ahmet abinin göğsüne sokmaya çalıştığı iğnedir bu” dediğini söyledi. Dalkıran sanık Tuncay’ın sözlü beyanı üzerine Tuncay’dan yeni bir ifadenin daha alındığını kaydetti.

 

Cinayeti anlattı

Sanık Mustafa İlhan Tuncay’ın sözlü itirafı üzerine üçüncü bir gönüllü ifade daha aldıklarını söyleyen Müfettiş Muavini Ömür Dalkıran, Tuncay’ın cinayetin işlenişi ile ilgili itirafların bulunduğu gönüllü ifadeyi mahkemeye emare sundu. Sanık Tuncay gönüllü ifadesinde olayı anlattı:

 İbrahim Maraşlı’nın Ahmet abiyi arabadan indirmeden önce ellerine eldiven taktığını gördüm. İbrahim, Aybak’ın bulunduğu tarafa geçerek cebinden içerisinde iğneli enjektörlerin bulunduğu bir poşet çıkardı, gözleri kaçmış olan ve zor nefes alan Ahmet abinin göğsüne sapladı ancak ucu eğrildiği için enjektörü bana vererek cebime koymamı istedi. Ben de beni bu işe karıştırma deyip enjektörü attım. İbrahim poşetten başka bir enjektör daha çıkararak bu kez Aybak’ın boğazına sapladı ve içindeki sıvıyı enjekte etti. Daha sonra bir enjektör daha alıp onu da Ahmet abinin boğazına batırdı. Ben korktum. İbrahim bana “3-4 tane leşim var. Bir eksik bir fazla ne farkeder” dedi. İbrahim’i senelerdir tanırım. 5-6 ay evvel evine gittiğimde bana 2 tane pompalı tüfek gösterdi. Bunları gemicilerle kaçak yollardan getirttiğini söyledi. Ben o günden sonra İbrahim’den korktum. Bu olayın yaşandığı günde hayatımdan endişe ettim.

Enjektördeki sıvının Metomil olduğu öğrenildi

Olay yerinde bulunan ucu eğik enjektörü inceleme yapılması için Devlet Kimya Laboratuvarı’na gönderildiğini belirten Müfettiş Muavini Ömür Dalkıran, laboratuvardan telefoniyen edindiği bilgide enjektörün içerisinde “Metomil” olarak bilinen zehrin bulunduğunu öğrendiğini açıkladı.

Duruşma bu gün devam edecek

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, duruşmaya devam etmek düzere davayı bugüne tehir etti.




DİĞER HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu