Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası hukukta büyükelçiliklerin, konsoloslukların o ülkelerin toprağı olduğunu belirterek, "Yani şu anda Hollanda'daki büyükelçilik de konsolosluk da bizim toprağımızdır. Düşünebiliyor musunuz? Kapıyı açmıyorlar. İçeriden konsolosu dışarı çıkartmıyorlar ve Bakanımızı oraya göndermiyorlar. Bunu yapan kim? Hollanda. Kim bu? Avrupa Birliği üyesi. Yahu senin her yerin Avrupa Birliği üyesi olsa ne yazar? Sen önce uluslararası hukuku öğren. Demokrasi nedir onu öğren. Yeri geldiği zaman Türkiye'ye demokrasi dersi vermek isteyenler önce bunu öğrenin, bunu." dedi.
Kocaeli'nde düzenlenen toplu açılış töreninde halka hitap eden Erdoğan, alandaki vatandaşların yoğun tezahüratlarına yönelik, "Maşallah, bu gençliği parlamentoda görmek istemiyorlar. İsteseler de istemeseler de 18-25 yaş arası gençlik 16 Nisan'dan sonra adım adım parlamentoya hazırlanıyor. Alışacaklar, alışacaklar..." diye karşılık verdi.
Erdoğan, Kocaelililerle bir kez daha özlem gidermenin, kucaklaşmanın memnuniyeti içerisinde olduğunu dile getirerek, "Geciktik. Zira Diyanet Vakfının bir programındaydık. O programdan sonra orada yine başka programlar oldu. Bundan dolayı geciktik hakkınızı helal edin." diye konuştu.
Kocaeli ile dostluklarının, muhabbetlerinin çok eskilere, gençlik dönemlerine kadar uzandığını aktaran Erdoğan, bu yüzden Kocaeli'nin nereden nereye geldiğini çok iyi bildiğini söyledi.
Konuşması sık sık tezahüratlarla kesilen Erdoğan, "Gençler fazla kalmadı 36 gün... Ona göre." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden sonra adeta yeniden inşa edilen Kocaeli'nin yaralarını sarmakla kalmayıp, ekonomide, altyapıda, istihdamda, sosyal ve kültürel faaliyetlerde ulaştığı seviyenin bizzat şahidi olduğunu aktararak, şunları kaydetti: "Bilhassa son 14 yılda Kocaeli adeta şaha kalktı. Bu şehrimizin gösterdiği başarıda, bakanlarıyla, milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla, valileriyle uyum içinde örnek bir ekip çalışması yürütmesinin büyük bir payı vardır. Bugün de Türkiye'nin Milli Savunma Bakanlığını, Kocaelili bir kardeşimize, sizlerin bir evladına emanet ettik. Milli Savunma Bakanımız, işte bu ekip çalışması bilinciyle hem ülkemize hem de şehrimize hizmet ediyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, ülkemizin milli savunmasını yeniden yapılandırırken Bakanlığımıza çok önemli görevler verdik. Kuvvet komutanlarımızı, harp okullarımızı, savunma sanayimizi Bakanlığımıza bağladık. Harp okullarımızı, Milli Savunma Üniversitesi altında yeniden yapılandırdık. Yeni yapısıyla 13 Şubat'ta Hava Harp Okulu açılmıştı, yarın da inşallah Kara ve Deniz Harp Okullarımız faaliyete başlayacak."
- "KOCAELİ BUNLARA LAYIK"
Türk Silahlı Kuvvetleri için subay, astsubay, sözleşmeli er ve askeri öğrenci olarak 30 bin personel aldıklarına işaret eden Erdoğan, hepsini de Milli Savunma Bakanlığının organize ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, diğer yandan Kocaeli'nin gelişmesi, kalkınması, büyümesi bakımından çok önemli projelerin de aksamadan ilerlediğini ifade ederek, Büyük Şehir Belediyesinin tramvay hattı inşaatının sürdüğünü, metro projesiyle ilgili çalışmalara da başlandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kocaeli'nde şehir hastanesi, bin 180 yatak kapasitesiyle abide bir eser olarak yükseliyor. Stadyum bitmek üzere. Kocaeli'ni geleceğe taşıyacak projelerden biri olarak gördüğüm Bilişim Vadisi'nin ilk etabı tamamlanmak üzere. Osman Gazi Köprüsü ve otoyol Körfez kıyısındaki trafiği büyük ölçüde rahatlattı mı? 'Yapamaz diyorlardı.' Yapıldı mı? Biz yaparız. İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır, süt. Mesele inanmak, azmetmek." şeklinde konuştu.
"Geçilen 14 yılda Kocaeli'ne yaptığımız yatırımların tutarı ne biliyor musunuz? 20 milyar/katrilyon." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Hiçbir zaman Kocaeli'ni aman ha ötelemedik. Çünkü Kocaeli bunlara layıktı. Kocaeli kişi başına düşen milli gelir bakımından ülkemiz ortalamasının epeyce üzerinde bir yer alıyor. Sanayide ve ticarette olduğu gibi, doğal güzellikleriyle de müstesna bir yere sahip Kocaeli, devam eden projelerle çok daha ileri bir seviyeye çıkacaktır. Bugün de Kocaeli'ne elimiz boş gelmedik. Toplam yatırım tutarı ne biliyor musunuz? 1 katrilyon 352 trilyon lira, 286 ayrı eser. Bununla geldik. Kamu yatırımları, belediye hizmetleri, özel sektör vesaire, hepsi. Eğitimde 214 dersliğin, 7 atölyenin, spor ve konferans salonlarının, 300 öğrencilik pansiyonların, Gebze Teknik Üniversite ve bunun Elektronik Mühendisliği binasının, yarı olimpik yüzme havuzunun, İşletme Fakültesi binasının ve Katı Atık Laboratuvarının resmi açılışlarını yapıyoruz. Bunları tek tek kalem kalem saymayacağım. Bunları geçiyorum. Çünkü sizlerle asıl konuşacağım mesele var."
- "SENİN HER YERİN AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ OLSA NE YAZAR?"
"16 Nisan referandumu pek çok konuda bir turnusol kağıdı." diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tezahüratlar üzerine, "Kızlar, ana muhalefetin başındaki zat ne zannediyor biliyor musun? 18 yaşında sadece erkekler girecek parlamentoya, kızların gireceğini bilmiyor. Bak onu da öğrensin. Niye? Bakıyorum hesabı yaparken hep erkekler üzerinden yapıyor. Sorarsan bunlar kadın haklarından da iyi anlarlarmış. Anlamazlar. Bilmezler. İnşallah kızlarımız da erkeklerle beraber genç, 18-25 yaş arası parlamento sıralarında yerlerini alacaklar." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, dün Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik tavrına ilişkin ise şunları kaydetti: "Dün Hollanda'da yaşanan kepazeliği izlediniz değil mi? Bir yandan Dışişleri Bakanımızın uçağının iniş iznini iptal ediyorlar, diğer taraftan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın bir hanım, önünü kesip, yanında maslahatgüzar ve ablası konsolosluk binamıza girmesini engelliyorlar. Uluslararası hukukta büyükelçilikler, konsolosluklar kendi topraklarıdır o ülkelerin. Yani şu anda Hollanda'daki büyükelçilik de konsolosluk da bizim toprağımızdır. Düşünebiliyor musunuz? Kapıyı açmıyorlar. İçeriden konsolosu dışarı çıkartmıyorlar ve Bakanımızı oraya göndermiyorlar. Bunu yapan kim? Hollanda. Kim bu? Avrupa Birliği üyesi. Yahu senin her yerin Avrupa Birliği üyesi olsa ne yazar? Sen önce uluslararası hukuku öğren. Demokrasi nedir onu öğren. Yeri geldiği zaman Türkiye'ye demokrasi dersi vermek isteyenler önce bunu öğrenin, bunu."
Şu anda Hollanda, Almanya, Belçika, İskandinav ülkelerinin televizyon ekranlarından kendisini izlediğini belirten Erdoğan, "Hepsine sesleniyorum; Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi? Türkiye düşmanlarına karşı, Cumhurbaşkanınıza düşmanlık yapanlara karşı, orada ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi? Kullanacakları oyları nasıl değerlendireceklerini o kardeşlerim çok iyi biliyorlar." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ülkenin bakanı bir yana, herhangi bir vatandaşının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu tarz muamelelere maruz bırakılmasının asla kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hollanda polisi daha da ileri giderek, bu durumu protesto eden vatandaşlarımızın üzerine atlarıyla, itleriyle saldırarak, demokratik haklarını kullanmak dışında talepleri olmayan insanları darbetmiştir. Gazetecileri darbetmiştir, yerlere yatırmıştır. Bir süredir Almanya başta olmak üzere, hemen tüm Avrupa ülkelerinde benzer zorluklarla karşılaşıyoruz. Bugün çıkmış Hollanda Başbakanı açıklama yapıyor; 'Türkiye ile ilişkilerimizi düzelteceğiz.' Neyi düzeltiyorsun? Dur bakalım, daha sen bedel ödemedin. Önce bunun hesabını vereceksin.
Sen benim bir bayan bakanıma, orada akla hayale gelmez şekilde, edepsizce ona davranırsan, bunun hesabını vereceksin. Benim vatandaşlarımın üzerine at, it sürersen, bunun hesabını vereceksin. Dolayısıyla öyle Türkiye hakkında bilmem ne raporu hazırlamak falan, geç o işleri. Biz bize yeteriz. Bize bu millet yeter. Bize Allah yeter."
Başbakan Binali Yıldırım'ın, akşam Hollanda Başbakanı Mark Rutte'yi aradığını anımsatan Erdoğan, "Verdiği cevap; 'Çarşamba günü seçim var, burada sıkıntılı durum var. Herhangi bir şey yapamayız. Bakan burayı terk etsin.' Şuna bak. Seni Türkiye gibi bir ülkenin Başbakanı arıyor, verdiği cevaba bak. Gün ola harman ola. Şu anda biz sabırlıyız. Sabırla bu işin üzerine giderek, bu işin hesabını soracağız. Öyle bu burada kalmaz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda'da yaşanan hadisenin, diplomasinin, uluslararası hukukun, teamüllerin, nezaketin ayaklar altına alınması olduğuna dikkati çekerek, "Avrupa'dan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Niye? Bunlar birbirini ısırmaz, aynıdırlar. Hollanda, Avrupa Birliği üyesi bir hukuk devleti gibi değil, bir muz cumhuriyeti gibi davranmıştır. Yıllarca Türkiye'ye insan hakları, hukuk, demokrasi nutukları çekenlerin kendilerinin aslında bu değerlerden ne kadar uzak olduğunu tüm dünya gördü. Şimdi, yaptıkları terbiyesizliğe kılıflar uydurmaya çalışıyorlar. Ne söylerlerse söylesinler, mızrak çuvala sığmaz. Yapılan işin adı bir skandaldır. Hollanda, bu terbiyesizliğinin bedelini mutlaka ödeyecektir. Buradan Avrupa Birliği organlarını ve demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini koruma misyonuyla çalışan tüm uluslararası kuruluşları, Hollanda'ya karşı seslerini yükseltmeye, hatta yaptırım uygulamaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da yaşadıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "Benim bakanım, diplomatik bir arabanın içinde mahkum. Ondan sonra da 'bizim tayin edeceğimiz arabaya binmezse, çekiciyle alıp götüreceğiz' diyorlar. Şu vahşete bak. Var mı eğilmek. Biz Allah'ın huzurunda eğiliriz, secdede eğiliriz, başka eğilmek yok. Çünkü bu ülke, kendini hem Avrupa Birliği değerlerine hem de küresel demokratik kabullere sığmayan, ancak faşist yönetimlerde görülebilecek bir konuma düşürmüştür. Meselenin 16 Nisan halk oylamasının ötesinde bir anlama sahip olduğu açıkça ortadadır. Avrupa kıtası, Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, İslam karşıtlığı hastalıklarının pençesinde inlemektedir. Irkçı partilerin ve ırkçı söylemlerin giderek yükselmesi, Avrupa'nın geleceğini tehdit ediyor. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında kaybedilen 10 milyonlarca insandan, yaşanan derin acılardan gereken derslerin hala çıkartılmadığını, üzüntüyle müşahede ediyoruz. Biz kendi medeniyetimizin, kültürümüzün ve tarihimizin bize tavsiye ettiği şekilde, insan öncelikli, yaşatma öncelikli duruşumuzu sonuna kadar sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa genelinde 6,5 milyon Türkiye kökenli insanla, bu kıtada var olmakta, yaşamakta ve bir gelecek kurmakta kararlı olduklarını ifade ederek, "Avrupalı dostlarımızdan ırkçılığı ve İslam düşmanlığını bir kenara bırakarak, ortak geleceğimiz konusunda neler yapabileceğimizi konuşabileceğimiz bir iklimin tesisi için çalışmalarını bekliyoruz." şeklinde konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.