kstb

telsim

07-12-2017 16:19 GÜNDEM

Erdoğan-Çipras görüşmesi sonrası açıklama yapıldı

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atina’daki temasları çerçevesinde Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile yaptığı görüşme sonrasında konuştu.

Erdoğan-Çipras görüşmesi sonrası açıklama yapıldı

Ortak açıklamada ilk olarak Çipras konuştu. Çipras konuşmasından şunları söyledi:

Lozan anlaşması azınlık konularına değinmekte. Tahriklerde kışkırtmalarda bulunmadan konuşabilmeliyiz. Tabi aramızda bir güven ilişkisi oluşturabilmeliyiz. Bunun zor olduğunu biliyoruz esasında. Bizim ilişkilerimiz tabi modernleşecek, 21’nci yüzyıla uygun biçime çıkacak. Bu ilişkiler halklarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye çıkacak. Hem Ege’de hem Doğu Akdeniz’de istikrara katkıda bulunacak.

“LOZAN’IN GÜNCELLENMESİ SÖZ KONUSU OLAMAZ”

Ama bu modernleştirme sadece Lozan Anlaşması’na kati saygı çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Ve bu anlaşmanın yeniden yapılandırılması, güncellenmesi söz konusu olamaz. Bunu açık ve net şekilde söylüyorum. Cumhurbaşkanıyla açık ve net şekilde konuştuk. Biz anlaşmazlıkların arkasına gizlenmeyi değil çözmeyi düşündük. Birbirimizi karşılıklı olarak anlamak durumundayız.

“EGE’DEKİ İT DALAŞININ RİSK TEŞKİL ETTİĞİNİ SÖYLEDİM”

Ben kendi tarafımdan Türkiye’nin bölgedeki ihlallerinin sona ermesi gerektiğini söyledik. Buradaki it dalaşının risk teşkil ettiğini söyledim. Mümkün olduğu düzeyde Ege’deki gerginliklerin azaltılması için bizim gözetimimizde güven artırıcı önlemlerle ilgili görüşmelerin başlaması yönünde mutabık kaldık.

“YABANCI ASKERLERİN OLMAYACAĞI BİR KIBRIS CUMHURİYETİ KURULMASINDAN YANA OLDUĞUMUZU SÖYLEDİM”

Buna paralel olarak cumhurbaşkanı ile birlikte Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözüm bulunmasının hem Kıbrıs hem bölgemiz için ne kadar önemli olduğunu görüştük. Bizim tarafımızdan, bizim tezlerimizi savundum. Ve bu çerçevede yabancı askerlerin olmayacağı bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasından yana olduğumuzu söyledim. Ve bu çözümün BM genel sekreterinin çerçevesinde bulunması gerektiğini söyledim.

Türkiye ve AB arasında imzalanan anlaşmayı konuştuk. İki ülke yetkili makamlarının daha yakın işbirliğini konuştuk. Türk halkının 3,5 milyondan fazla mülteciyi barındırmakla ilgili yoğun çabasını takdirle karşılıyorum.

“AVRUPA’YA YÖNELEN DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE’Yİ YUNANİSTAN’IN HER ZAMAN DESTELEYECEĞİNİ SÖYLEDİM”

Ve burada yasa dışı düzensiz göçmenler için duvarların örülmesinin kabul edilemez olduğunu söyledim. AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin önemini konuştuk. Yunanistan’ın Türkiye’nin AB üyeliğini karşılıklı çıkar çerçevesinde desteklediğini söyledim. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesini görüştük. Reformlara desteğimizi ilettim. Yine şunu da belirttim, Avrupa’ya yönelen demokratik bir Türkiye’yi Yunanistan’ın her zaman destekleyeceğini söyledim.

Türkiye başarısız darbe girişiminin ardından demokratik reformlara geri dönecek. Bu konuda mevcut hükümet bu reformları desteklemektedir.

“BİZİM ÜLKEMİZİN DARBECİLERİ DESTEKLEYEBİLECEK ÜLKE OLMADIĞINI SÖYLEDİM”

Her zaman vurguladığım gibi, Yunanistan’ın temel ilkesinin ve değerinin demokratik süreçlere saygısından bahsettim. Bizim ülkemiz demokrasi ve özgürlük ülkesidir. Ve bizim ülkemizin darbecileri destekleyebilecek ülke olmadığını söyledim. Şunu da söyledim, Yunanistan bir hukuk devletidir. Ve temel ilkesi bu hukuk devletinin, yönetim ve yargı arasındaki bağımsızlıktır. Yunanistan yargısının kararları bağımsız şekilde alınır ve saygıyla karşılanır. Bazı önemli projelerin tamamlanması gerektiğini konuştuk. İzmir – Selanik feribot seferleri gibi. Yine İstanbul Selanik demiryolu hattının tekrar devreye girmesi ele aldığımız konulardı. Mutabık kaldığımız bir başka konu da karma ekonomik çalışmalarının yeniden başlamasıydı.

“2018 YILINDA TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR SAYFA ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”

Kendisine şunu söylemek istiyorum. 2018 yılı Yunanistan için son derece önemli bir yıl. Biz uzun süredir ekonomik krizle ilgili bir maceranın içerisindeyiz. Ve Yunanistan 2018 yılında Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa çağrısında bulunuyorum. 2018 yılında Yunanistan için mevcut olan bu olumlu atmosfer çerçevesinde iki ülke arasında da en iyi ortamın, havanın yakalanması için elimizden gelen çabayı sarf etmek durumunda olduğumuzu düşünüyorum.

Sizi Türk Yunan ilişkilerinde yeni bir sayfa açmaya davet ediyorum. Bu yeni sayfa kışkırtmalara dayanmayacak. Aksine bizim inşa etmeye çalıştığımız dostluk köprülerine dayanacak. Eğer kabul etmezseniz bu bizim halklarımızın, bölgemizin, Türkiye – AB ilişkilerinin aleyhine olacaktır diye düşünüyorum.

Atina'daki ortak açıklamada polemik... Erdoğan'dan sert sözler

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BÖYLE BİR ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRMENİN MEMNUNİYETİ İÇERİSİNDEYİM

Çipras'tan sonra konuşan Erdoğan ise şunlar söyledi:

Öncelikle sizlerle 65 yıl aradan sonra resmi olarak Cumhurbaşkanı nezdinde böyle bir ziyareti gerçekleştirmenin memnuniyeti içerisindeyim. Bu mekana yabancı değilim, başbakanlığım döneminde birkaç kez geldim. Bundan önceki başbakanlar, cumhurbaşkanları onlarla da görüşmelerim oldu. Fakat resmi görüşme olarak bu ilk görüşme. Merhum Celal Bayar’dan 65 yıl sonra.

Gerçekten bugün tarihi bir gün yaşıyoruz. Bu ziyareti iki ülke diyaloğunda önemli bir adım olarak görüyorum. Tabi ki bu süreç içerisinde atmamız gereken önemli adımlar var. Başbakanlığım döneminde kurulan yüksek düzeyli işbirliği konseyinin 5’nci toplantısını inşallah önümüzdeki dönemde Selanik’te düzenleyeceğiz. Konseyin etkisiyle son yıllarda ticarette ekonomide turizmde bir çok adımlar attık. 2016 yılında ikili ticaret hacmimiz 2,6 milyar dolar. Bu rakam aslında belirlediğimiz hedef 10 milyar dolardı. Fakat bir geri gidiş 2014’ten sonra söz konusu oldu, temennim odur ki bunu yeniden toparlarız.

Sayın başbakanın da ifade ettiği gibi İstanbul Selanik Hızlı Tren hattı, İpsala ikinci köprü inşaatı gibi ulaştırmaya önem veriyoruz. Ülkemizden 800 bin turist Yunanistan’a, Yunanistan’dan da 600 bin turist ülkemize gelmiş bulunuyor.

“BİZİMLE EN RAHAT EMPATİ KURABİLECEK ÜLKELERİN BAŞINDA YUNANİSTAN GELİYOR”

Türkiye uzun yıllardır PKK DHKPC FETÖ gibi eli kanlı çetelerle mücadele ediyor. Aslında Yunanistan da bunlar yabancı değil. Bu açıdan bizimle en rahat empati kurabilecek ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Son dönemde yunan güvenlik birimlerinin attığı adımları takdirle karşılıyoruz. 15 Temmuz gecesi demokrasimize kast eden 251 insanımızı şehit eden FETÖ militanlarının adaletle yüzleşmesi büyük önem taşıyor. FETÖ’cü şahısların iadesiyle ilgili Çipras ile olaydan hemen sonra başlattığım görüşmede, bugün de basın toplantısı vesilesiyle Yunan yargısına benim bir çağrım var. O da şudur. Gecikmiş adalet adalet değildir. Lütfen bu konuyla ilgili kararı, gerekirse adalet bakanlarımız da devreye girmek suretiyle, biliyorsunuz Türkiye’de işkence idam söz konusu değil. Bunların iadesiyle mümkündür. Bunlar darbe gerçekleştiren kişilerdir.

"LOZAN İLE İLGİLİ TANIM VE LOZAN’I TANIMLAMA ŞEKLİ BİR DEFA BU İŞİ İYİ ANLAMAK GEREKİYOR"

Azınlık sorunlarını da ele aldık. Batı Trakya Türk azınlığının, uluslararası hukukun gerektirdiği iyileştirmelerin yapılmasını talep ettim. Buraya şuradan girmemde fayda var. Lozan ile ilgili tanım ve Lozan’ı tanımlama şekli bir defa bu işi iyi anlamak gerekiyor. Lozan denince Türkiye ile Yunanistan arasındaki bir anlaşma değildir. Lozan 11 ülkeyi, 11 ülkenin katılımını kapsayan bir anlaşmadır. Belki de şaşıracaksınız, Lozan’ın kapsamında Japonya da var, Bulgaristan var, Fransa var. Bütün bu ülkeler anlaşmanın içerisinde yer almışlardır.

“BATI TRAKYA’DAKİ AZINLIKLARIN HUKUKU YOK MU?”

Peki Lozan sadece Ege’yi mi kapsıyor? Batı Trakya’daki azınlıkların hukuku yok mu? Şimdi buradaki azınlıkların hukukunu bu anlaşmayla biz nasıl teminat altına alacağız? Şu anda 150 bin Müslüman Türk Pomak azınlık var. Bunların hukukunu herhalde araştırmak, korumak özellikle de Yunanistan’daki görevi olsa gerek. Bakın çok enteresandır. Şu anda 15 bin Euro kişi başına milli geliri var Yunanistan’ın, ama Batı Trakya’da 2 bin 200 euro. Bu fark korkunç bir fark. Bu oradaki insanların hangi şartta yaşadığını göstermesi bakımından önemli.

Özellikle inançlarını yaşaması noktasında da sıkıntı var. Hala bir baş müftülük meselesi çözülememiştir. Orada baş müftüyü seçimle değil atamayla geldiğini görüyoruz.

"LOZAN SEÇİM DİYOR"

Lozan ne diyor? Lozan seçim diyor. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Patrik seçimle mi geliyor? Atamayla mı geliyor? Türkiye’de patrik seçimle gelir. Sen Sinod Meclisi seçer. Patriği seçmekten düşmüştü ve ben o zaman sayın patriğe haber gönderdim, bize bu noktada bazı isimler gönderin, biz onları vatandaş yapalım ve onları Sen Sinod Meclisi’ne girmiş olsunlar ve sizdeki seçim meşru olsun. Ve bize isimler geldi, 7 idi ben bu çağrıyı yaptığımda 17’ye çıktı. Şu anda 17 tane Sen Sinod meclisinin dini elemanları var.

Daha da ileri gideceğim. Mesela patrik yurtdışına çıkmak istese, Lozana göre Eyüp Kaymakamlığının müsaadesi ile çıkabilirdi. Biz bunun önünü açtık.

Fakat gelelim Batı Trakya’ya şu anda atanmış bir baş müftü var. Ama biz atanmışla yapmıyoruz, seçilmişle yapıyoruz. Lütfen önünü açalım bu işin.




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu