Bir federasyonun kurulması için de son bir deneme. Birbirilerini tanımadan büyüyen genç nesil, gelecekte başka türde bir çözüm arayışında olabilirler. Eğer biz bir anlaşmaya varamazsak, bizden sonra ne geleceğini garanti edemem. Şimdiki görüşmeler sonucu iki toplum için yine bir hayal kırıklığı olursa, görüşmeler tekrar başlayana kadar 10 sene daha geçecek.
Tıpkı 12 sene önce olduğu gibi. Bize verilen bu olanakları doğru biçimde kullanıp, realist bir şekilde düşünüp, sadece Kıbrıs Rumları ve Türkleri arasında değil de, İsrail, Türkiye ve Yunanistan da dahil olarak ada ile ilgisi olan tüm ülkelerle olumlu bir işbirliği ortamı yaratırsak, tüm taraflar kazançlı çıkabilecek.
10 yıl önce farkında olmadığımız bir durum daha var. Bu da, yunan iş adamlarının, bir barış olursa, ticaret yapmak için Türkiye'ye, yani 75 milyon kişilik bir kitleye sahip olacaklarının Kıbrıs tarihinde ilk defa farkına varmalarıdır. Türkiye çok önemli bir ülkedir. Sadece Kıbrıs Türkleri için değil de, aynı bölgedeki tüm ülkeler için ve bizim de müzakere masasındaki problemleri çözmek için onların yardımına ihtiyacımız var.
Fakat bu, onların bizim adımıza görüştüğü ya da benim onların adına görüştüğüm anlamına gelmez. Ben kendi insanlarımın adına görüşüyorum. Tabi ki Türkiye bizim müzakere masasında ne yaptığımızdan haberdar ve yaptıklarımızı da destekliyor. Çok açık konuşacağım, şimdiye dek, daha hiç müzakere masasında negatif bir etkiye rastlamadık."