© Ne Haber Kıbrıs

C.A.S çalışanları öfkeli

C.A.S çalışanları hazırladıkları basın bildirisinde kendilerine vaat edilenlerin yapılmadığını savundu.

Çadır eylemi başlattıklarını ancak Mayıs 2015’te dönemin Ekonomi Bakanı Serdar Denktaş ve hissedar Güvenç Cantaş tarafından Toplu İş Sözleşmesine imza konulmasını müteakip eylemlerini sonlandırdıklarını ifade eden CAS çalışanları “Fakat bu Toplu İş sözleşmesindeki hiçbir iyileştirme çalışanlara verilmemiş olup, çalışanlar, bir yılı aşkın süredir haklarından feragat ederek eski maaşlarından uzak ve de İş Yasası’na aykırı bir şekilde çalıştırılmaya itilmiştir” dedi.

C.A.S Çalışanları Temsilcisi Osman Kırmızı tarafından hazırlanan basın bildirisinde Serdar Denktaş ve Güvenç Cantaş’ın, hisse devri gerçekleşmeden C.A.S şirketinin yaz yoğunluğunda CAS kasasından 350 bin TL çektikleri iddiasında bulundu.

Bildiride ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Herkesin bildiği üzere C.A.S (Cyprus Airport Services) çalışanları 2 Şubat 2015 tarihinde bir çadır eylemi başlatmış ve hem çadırı hem de işlerini aksatmadan 5 Mayıs 2015 tarihinde, dönemin Ekonomi Bakanı Serdar Denktaş ve hissedar Güvenç Cantaş tarafından Toplu İş Sözleşmesi’ne imza konulmasına müteakip eylemlerini sonlandırmışlardır.

Fakat bu Toplu İş Sözleşmesi’ndeki hiçbir iyileştirme çalışanlara verilmemiş olup çalışan bir yılı aşkın süredir haklarından feragat ederek eski maaşlarından uzak ve de iş yasasına aykırı bir şekilde çalıştırılmaya itilmiştir.

“Hiçbir ilerleme yok”

Sendikamız Hava-Sen’den istifa ettikten sonra Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP)üst düzey yetkilileri, milletvekilleri ve bakanları ile istişare içine kendi çabalarımız ile girerek görüşmelere başladık. Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile yaptığımız görüşmede Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Havutçu bizim C.A.S şirketinin yaptığı Toplu İş Sözleşmesinin uygulanabilir olması için emaneten Güvenç Cantaş’a verilen hisselerin ilgili bakanlığa alınması ve sözleşmenin Bakanlar Kurulu kararı ile taçlandırılıp bize haklarımızın verilebileceğini beyan etmiştir. Bunun akabinde UBP Parti Başkanı Hüseyin Özgürgün ile görüşmelerimiz olmuştur. C.A.S çalışanları çadır eylemindeyken çadırımıza 5 milletvekili ile birlikte gelen, ‘Çadır derhal kalkmalı onlar kaldırmazsa biz gelir kaldırırız’ açıklamasında bulunan ve söylediği sözlerin arkasında olduğunu yüzde 50 hissesi şirketler mukayyitliğinde diğer yüzde 50 hissenin Güvenç Cantaş’ta olduğunu, bu hisselerin Ekonomi Bakanlığı’na alınması için çalışma başlatacağını ve ekim ayında ise bütçe görüşmelerinde C.A.S şirketine bütçe ayrılıp bizim Toplu İş Sözleşmemizin eksik kalan kısmının buradan ödenebileceğini bize söylemiştir. Hükümetin bir ortağından olumlu bir yaklaşım aldığımız için diğer ortak olan CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman ile görüşmeler gerçekleştirdik. CTP olarak özelde dahi Toplu İş Sözleşmesini onayladıklarını ve bize yardımcı olmak istediklerini kaldı ki C.A.S çalışanları devletin bir kurumunda çalışıyor ve iş yasasının öngördüğü hakları almamızın parti olarak karşı çıkmayacaklarını, görüşmelerimizde bir tıkanıklık olur ise her zaman kapılarını açabileceğimizi söylemişti. Hükümetimizin 2 ortağından da olumlu bir yaklaşım aldığımız için bugüne kadar herhangi bir açıklama yapma gereği hissetmedik. Fakat iki buçuk aydır herhangi bir ilerleme kaydedilmediğinden ve C.A.S çalışanları olarak bizler bir yılı aşkın süredir tüm haklarımız gasp edildi.

“80 saat fazla çalıştırıldık”

İş yasasına aykırı bir şekilde ayda 80 saat fazla çalıştırıldık ve 2010’da almış olduğumuz maaşlardan 500 ile 850 TL bir kesinti yapılarak tüm personel maddi ve manevi bir çöküntü yaşamaktadırlar. Hisse devri sürecinin gecikmesini fırsat bilen emanetkar hissedar sıfatı bulunan Güvenç Cantaş ve Şirketler Mukayyidi Ahmet Nergis ortaklar toplantısı adı altında bir dizi karar almış. Sn. Serdar Denktaş’a 195 bin TL Güvenç Cantaş’a ise aylık 9 bin TL bununla beraber özlük haklarının Ekim 2014’ten itibaren geri ödenmesi kararını almışlardır.

“Kasadan 350 bin TL çektiler”

Yani Serdar Denktaş ve Güvenç Cantaş hisse devri gerçekleşmeden C.A.S şirketinin yaz yoğunluğunda çalışanın alın teri ile kazandığı kasasından 350 bin TL çekmişlerdir. Serdar Denktaş açıklamasında C.A.S’ın kapandığını ve 30 Haziran-30 Temmuz sürecinde dönemin hükümeti bizlere ödenekli izin vermiş olup 169 çalışanın 1 aylık ödenekli izin parasını hükümetten çıkaramadığı için

C.A.S şirketine kendi cebinden borç verdiğini ve şimdi de verdiği 195 bin TL’yi geri aldığını beyan etmiştir.

Soru1: Serdar Denktaş hükümetten çıkması gereken parayı neden kendi ödüyor ve eğer bu para hükümetten gelseydi henüz bir kâra geçememiş bir şirketten bu parayı geri alır mıydı?

Soru2: 76 C.A.S çalışanı şuanda devlete istihdam edilmiş 93 eski KTHY çalışanının da aldığı ödenekli izin parasını ödemekle yükümlü müdür?

Soru3: Güvenç Cantaş bir yıldır tabiri caizse köleleştirdiği C.A.S çalışanları 1675 TL alırken kendi kendine 9 bin TL maaş biçmesi etik midir?

Soru4: Şirketler mukayyidi Ahmet Nergis, ortaklar toplantısında attığı imza ile parti yoldaşlarının vefa borcunu ödemiş midir?

Soru5: Çalışma Bakanlığı C.A.S şirketindeki çalışanlarının halen daha angarya çalıştırılmamız hakkında ne gibi bir adım atacaktır?

Soru6: CTP ve UBP hükümet yetkilileri bu 76 kişinin insan gibi yaşaması için ne zaman bir adım atmayı düşünüyor?

Soru 7: Bu 350 bin TL ile çalışanlara imzalamış oldukları toplu iş sözleşmesinin 12 aylık ek külfeti karşılanamaz mıydı?

Soru 8: TTAİRPORT işletmesine Ekim 2014’den beri kira borcu neden ödenmemiştir?” 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER