kstb

telsim

10-10-2016 10:53 GÜNDEM

Ombudsman'ın ifadesi ciddi hatalı ve yanlış

Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Kudret Akay, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı’nın Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi ile ilgili raporu üzerine açıklama yaptı.

Ombudsman'ın ifadesi ciddi hatalı ve yanlış

Açıklamasında, “Yüksek Yönetim Denetçisi’nin konuyla ilgili kapsamlı raporunun değerlendirilmesi tabii hükümetimizin uhdesindedir. Yüksek Yönetim Denetçisi, konuyla ilgili olarak önemli tespitleri gündeme taşımış ve çeşitli tartışmaları başlatacak ciddi yorumlar yapmıştır” diyen Akay, “Bunlardan sadece bir tanesi olan; ‘Yine bu merkezde görev ifa edecek başkan ve genel koordinatörün kamu kuruluşlarında görevli asli kişilere asli görevlerine ilaveten ek görev vermek suretiyle yürütülmesi gerekmektedir’ ifadesi Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin 2004 yılından beridir kanımca ‘gayri yasal’ olarak yönetildiğine işaret etmektedir” ifadelerine yer verdi.

Bu ifadenin hukuksal olarak geçerli olması halinde oluşacak durumun hukuksal değerlendirmelerinin kendi görev ve/veya yetki ve/veya uzmanlık alanına girmediğini kaydeden Akay, “Ancak Yüksek Yönetim Denetçisi’nin gerek kişi olarak gerekse yürüttüğüm görev olarak beni ilgilendiren yorumlarına bağlı olarak aşağıdaki açıklamayı yapmak durumundayım” diyerek, şu görüşlere yer verdi:

“Son maaşlı görevim; 2009-2013 yılları arasında AB uzmanı olarak Avrupa Birliği Bilgi Merkezini yönetmekti.

Bu göreve,  2009 yılına kadar yaptığım profesyonel, akademik ve sosyal çalışmaları içeren öz geçmişimin Avrupa Birliği tarafından incelenmesi ve ardından yine AB yetkililerinin sözlü sınavı olan mülakat sonrasında AB Komisyon yetkilileri tarafından getirildim.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi’ne, 2009 yılında AB yetkililerine sunduğum öz geçmişimi değil,  onun geliştirilmiş şekli olan ve 2009-2013 yılları AB uzmanı olarak arasında yaptığım çalışmaları da kapsayan versiyonunu sundum.

Özetle ana hedefi, Kıbrıs Türklerini Avrupa Birliği mevzuatı, siyasi yapısı, kurumları, karar alma mekanizmaları ve Yardım Programı hakkında bilgilendirmek olan bu projenin Avrupa Birliği tarafından atanan uzman yöneticisiydim.

Avrupa Birliği tarafından oluşturulan ve desteklenen bu projenin çalışma alanları, yukarıdaki hedeflere varabilmek için Avrupa Birliği hakkında seminerler, konferanslar düzenlemek;  sivil toplum örgütleriyle, üniversite ve akademik çevrelerle Avrupa Birliği konusunda etkinlikler düzenlemek; Avrupa Birliği hakkında objektif bilgiler vermek, Avrupa Birliği hakkında tartışmaları objektif bilgiler çerçevesinde teşvik etmek gibi unsurlardı.

Bu projeyi kendi süresi olan 3 yıl başarı ile tamamladıktan sonra Avrupa Birliği yetkililerinin isteği ve onayı üzerine 1 yıl daha sürdürdüm. Proje, 2013 yılında sona erdi.

Bir kişinin bu göreve getirilebilmesi için, yani sadece AB uzmanı değil ayni zamanda yöneticisi olabilmek için AB yetkililerinin aradığı özellikler ise şunlardı:  

a) Avrupa Birliği konularında derin bilgi sahibi olmak 
b) En az 10 yıl süreyle Avrupa Birliği hakkında bilgi veren işlerin/çalışmaların yöneticisi olmak
c) İlgili üniversite diplomasına sahip olup, başarılı yöneticilik performansı sergilemiş olmak ve bu işleri yapabilecek düzeyde İngilizce ve Türkçe bilmekti.

Yukarıda yazdıklarımı doğrulayan dokümanlar ilgili projenin “Terms of Referans”  olarak adlandırılan belgesinde ve Avrupa Birliği resmi sitelerinde mevcuttur.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi’ne de bugün bunun bir kopyasını ileteceğim.

Bırakın 2009-2013 yılları arasındaki edindiğim bilgi ve tecrübemi, son 30 yılımın tümü neredeyse ilgili konular üzerine yaptığım çalışmalar ve araştırmalarla geçmiş olmasına rağmen Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin bazı yorumlarını yukarıdaki gerçekliklere bağlı olarak, aşağıda belirttiğim gibi, anlamlandırmak zorlaşmaktadır.

Sayın Yüksek Denetçinin elinde benim sosyolog olduğumu gösteren bir diploma yoktur. Yüksek Yönetim Denetçisi, sosyolog olduğum kanısına belli ki kendisine sunduğum AB Uzmanı olduğumu gösteren özgeçmişimin içerisinde geçen bir kelimeden varmış ancak öz geçmişin bütününü dikkate almamıştır.

Sayın Yüksek Denetçinin, yukarıdaki bilgileri içeren öz geçmişim elindeyken  “Sayın Kudret Akay bir Sosyolog’dur. Avrupa Birliği konusunda ve/veya Avrupa Birliği müktesebatı ve/veya Avrupa Birliği mevzuatı konusunda bir uzmanlığı ve/veya bu uzmanlığın gerektirdiği tecrübesi yoktur” yargısına nasıl vardığını anlamakta doğal olarak zorlanmaktayım.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi, Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi oluşturan KKTC Bakanlar Kurulu’nun E-1231-2003 karar numaralı  kararına dikkat çekip yorumlarını yaparken, bir yanda “Söz konusu Bakanlar Kurulu kararının 3’üncü maddesi tahtında Merkez’in sekreteryasını yürütmek amacıyla iyi derecede İngilizce lisanına vakıf ve Avrupa Birliği konularında bilgisi…” olması gerektiğine işaret etmekte ve devamla; 

 “Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin görevleri arasında kamu görevlilerinin eğitilmesi ve bilgilendirilmesi yanında bu amaçla AB konularının kamuoyunda tartışılmasına olanak yaratarak toplantı, konferans, seminer ve diğer etkinliklerin Merkez eliyle düzenlenmesi de vardır” diyerek öz geçmişimde de belirtildiği gibi yıllardır yapmakta olduğum çalışmalara dikkat çektikten sonra benim için  “Avrupa Birliği konusunda ve/veya Avrupa Birliği müktesebatı ve/veya Avrupa Birliği mevzuatı konusunda bir uzmanlığı ve/veya bu uzmanlığın gerektirdiği tecrübesi yoktur” yargısına varması en azından düşündürücüdür ve doğru değildir.

Yüksek Yönetim  Denetçisi, yine ayni Bakanlar Kurulu kararına istinaden, “Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin görevleri arasında kamu görevlilerinin eğitilmesi ve bilgilendirilmesi yanında bu amaçla AB konularının kamuoyunda tartışılmasına olanak yaratarak toplantı, konferans, seminer ve diğer etkinliklerin Merkez eliyle düzenlenmesi de vardır” şeklinde bir yorumda bulunurken, öz geçmişimin tümünü dikkate almasa da,  Avrupa Birliği tarafından uzman ve yönetici olarak atandığım projenin ana görevinin zaten bunlar olduğunu da yorumlarında belirtmemesi maalesef  üzücüdür.

Yukarıda yazılanlara ek olarak; 

Kıbrıslı Türkler ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin bugün temellerini oluşturan,  Yardım Programı, Yeşil Hat ve rafta kalan Doğrudan Ticaret tüzüklerinin oluşumu süresince, KKTC Dışişleri Bakanlığı’nda, Bakan’ın talimatları doğrultusunda bu tüzüklerin benim sorumluluğum altında olduğunu; tüzüklerle ilgili her türlü çalışmayı, görüşmeyi, tartışmayı KKTC Dışişleri Bakanlığı’nı ilgilendirdiği şekliyle benim yürüttüğüm de sanırım öz geçmişimde yazılıdır.

Bu nedenlerle Sayın Yüksek Denetçinin “Sayın Kudret Akay bir Sosyolog’dur.

Avrupa Birliği konusunda ve/veya Avrupa Birliği müktesebatı ve/veya Avrupa Birliği mevzuatı konusunda bir uzmanlığı ve/veya bu uzmanlığın gerektirdiği tecrübesi yoktur” ifadesinin ciddi şekilde hatalı ve yanlış olduğuna inanmaktayım.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin yukarıda belirtilen objektif bilgiler ve bugün kendisine gönderdiğim ek dokümanla birlikte bu görüşünü yeniden değerlendireceğini ummaktayım.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin yorumları içerisinde bulunan bir diğer konuda da, kamuoyunun eksik bilgilendirdiğini ve bunun kamuoyunda oluşacak algıyı maalesef olumsuz etkilediğini gözlemlemiş bulunmaktayım.

Kendi bilgi ve birikimlerini ülkelerinde değerlendirerek iş yapmaya çalışan iki genç insanın kurmuş olduğu bir şirketi itibarsızlaştırmaya çalışan, “bir eli yağda bir eli balda” bazı kişilerin başlatmış oldukları düzeysiz yayınları Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi maalesef dolaylı olarak teşvik eden bir konuma düşmüştür.

Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin,  “Artopus Ajans Ltd’in Ana Sözleşmesi ve Tüzüğü incelendiğinde her türlü ticaret ile iştigal edebileceği açıkça belirtilmiştir. Ancak söz konusu şirketin amaçları arasında Avrupa Birliği konusunda Danışmanlık yapabileceği yoktur” ve yine Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi’nin “Sayın Akay Şirket Ana Sözleşmesini ve Tüzüğünü tadil etmek istediklerini ancak buna fırsatları olmadığını belirtmiştir” ifadeleri doğru ama eksiktir.

Sayın Yüksek Denetçi ile yaptığım görüşmede kendisinin de ifade ettiği gibi tüzüğü tadil etmeye çalıştığımızı belirtmeme ek olarak şirketin kuruluş aşamasında tüzüğüne “danışmanlık ve araştırma” maddelerini zaten eklettirmek istediğini buna bağlı olarak Şirketler Mukayyitliğinde ilgili çalışmayı yapan kişiye göndermiş olduğu 14 Haziran 2013 tarihli elektronik yazışmayı (Eposta) da göstererek, tüzüğün şu anki şeklinin bir hata ile oluştuğunu göstermiş bulunmaktayım.

Ancak sayın Yüksek Yönetim Denetçisi; bu bilgiyi kullanmamayı, kamuoyu ile paylaşmamayı tercih etmiş; şirketin konuyla ilgili olamayan maddelerini alt altta yazarken, “Şirketin gayelerinin hepsine veya herhangi birine uygun olan hallerde herhangi bir hükümet veya makam ile herhangi bir anlaşmaya girme ve şirketin kanaatince lüzumlu görülen hallerde bu gibi hükümet veya makamdan herhangi bir hak, imtiyaz ve planlama ruhsatı almak ve bu gibi anlaşmalara, haklara, imtiyazlara ve ruhsatlara uygun olarak hareket etmek” şeklinde konuyla doğrudan ilgili maddesinden de söz etmemiştir.

Özetle Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin de bilgisine getirildiği şekliyle, tüzük her türlü danışmanlık ve araştırma yapma yetkisi ile kurulurken, basit bir hata nedeniyle ilgili madde şu anki tüzükte yer almamıştır. Şirketle ilgili her türlü fırtınanın koparılmasına neden olan olgu budur ve bu bilgi de Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin bilgisine getirilmişti. Kanımca eksik olan bu bilginin Yüksek Yönetim Denetçisi tarafından paylaşılmış olmamasıdır.

Başta da belirttiğim gibi Sayın Yüksek Yönetim Denetçisinin raporu kapsamlıdır. Raporun tümüyle ilgili benim yorum yapma yetkim de yoktur. Ancak bu raporun beni etkileyen kısımlarıyla ilgili gelişmeleri, benim bu göreve atanmamı sağlayan Sayın Başbakan ve Sayın Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı ile kısa bir süre içerisinde gerçekleştirmeyi umduğum görüşmeler sonrasında da kamuoyunun bilgisine getirmeyi ümit ediyorum.”




DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Köşe Yazarları
Çok Okunan Haberler
Puan Durumu