Migren tedavisi mümkün bir hastalık

Migren, yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Türkiye’de her 5 kadından ve her 10 erkekten biri migrene sahip. Zaman kaybetmeden yapılan doğru tedavi ağrının önüne geçebilirken, Türk Nöroloji Derneği ve Türk Algoloji Derneği toplumda doğru bilinen yanlışları sıraladı

Migren, dünyada en yaygın beyin hastalığı. Tüm dünyada yaşam kalitesi düşüşü nedeniyle engellilik yaratan ancak yaşamı tehdit etmeyen en önemli altıncı hastalık olarak kabul ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporuna göre acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içerisinde yer alıyor. Hastaların yüzde 65’ten fazlası migren atakları nedeniyle işyerlerinde sorunlar yaşadıklarını bildiriyor. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanıyor. Türkiye’de yapılan araştırmalar her 5 kadından biri ve her 10 erkekten birinde migren türü baş ağrısı olduğunu gösteriyor.

Türk Nöroloji Derneği ve Türk Algoloji Derneği 22 Temmuz Dünya Beyin Günü ile ilgili açıklama yayımladı. Yapılan açıklamada çoğu migren hastalarına uzman olmayan hekimler tarafından sinüzit, psikolojik, gerilim ağrısı gibi teşhisler konulduğu aktarıldı. Hastalığın her yaşta görülebildiği söylenen açıklamada sülük, hacamat, fitoterapi gibi ispatlanmamış tedavilerin migreni tedavi etmeyeceğine vurgu yapıldı.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

• Psikolojik bir ağrıdır: Psikiyatrik hastalıklara eşlik eden baş ağrılarından farklı olarak beyinde genlerden kimyasallara dek bir dizi değişikliğe bağlı.

• Ağrı yalnızca kadınlarda görülür: Migren kadınlarda erkeklerden iki kat daha sık olmakla birlikte her iki cinste de görülür.

• Sadece şiddetli ağrı ile seyreder: Şiddetli baş ağrısı atakları olmakla birlikte baş dönmesi, karın ağrısı, görme sorunları gibi migren belirtileri var.

• Çocuğun migreni olmaz: Çocuklarda anne rahminden itibaren migren atakları kayıt altına alınıyor. Ülkede her 10 çocuktan biri ve her 5 ergenden birinde migren olduğu bilinmekte.

• Ağrının tedavisi yok: Migren tedavi edilebilen bir hastalık. Doğru tedaviyi zaman kaybetmeden uygulamak önem taşıyor.

• Diyetle tedavi edilebilir: Mayalı yiyecek-içecekler, bazı baharatlar ve susuzluk ağrıyı tetikler. Ancak sadece diyet tedavilerin bilimsel dayanağı yok.

• Ameliyat ağrıları tamamen iyileştirir: Migren ameliyatı olarak bilinen bazı sinir uçlarının kesilmesine dayalı tedavilerin bilimsel dayanağı yok ve burada sağlanan atak sıklığı veya şiddetindeki azalma geçici bir durum.

• İlaçları fazla tüketmek alışkanlık yapar: Ağrı kesiciler ayda en fazla 5 atağa kadar kullanıldıklarında sıkıntı yaratmaz. Ancak daha sık tüketilmeleri gerekirse mutlaka ağrı önleyici tedavi ile desteklenmeleri gerekir.

• Ağrı önleyici olarak sara ilacı veya depresyon ilacı verildi. Bu sakıncalı bir durum: Migren ağrısı sırasında beyinde aynı zamanda depresyon ve kaygı bozukluğunda ve hatta epilepside rol oynayan bazı kimyasallar değişiklik gösterir. Bu nedenle ağrı ataklarını önleyici olarak antidepresan olarak bilinen ilaçlar ve bazı epilepsi ilaçları ruhsatlı olarak kullanılabilir.

DİĞER SAĞLIK HABERLERİ

Bilimsel araştırma: Evlilik ve çocuk kadınlarda mutluluk sebebi

İlişkiler üzerine yıllarca çalışan araştırmacılar, evlilik ve bebeklerin kadınları gerçekten daha mutlu ettiğini açıkladı.

Giderek artıyor: Uzmanlar “miyop salgını”na karşı uyarıyor

Uzman göz doktorları cep telefonlarıyla çok fazla zaman geçirmenin çocukları kör olma riskiyle karşı karşıya bıraktığı konusunda uyarıyor.

Alzheimer riskini azaltan gen bulundu! İşte detaylar

Columbia Üniversitesi’nden araştırmacılar Alzheimer riskini yüzde 71 azaltan bir genetik değişimi ve bu değişimin etki mekanizmasını açığa çıkardı. Ekipte bulunan Türk biliminsanı Prof. Dr. Çağhan Kız..

Araştırma: Sigara içenlerde iç organ yağlanması, içmeyenlere göre daha fazla olabilir

Bilim insanları, sigara içenlerde iç organ yağlanmasının, içmeyenlere göre daha fazla olabileceğini tespit etti.

Uzmanlar 3 nesli inceledi! Eğitim ile ölüm arasında çarpıcı bağ ortaya çıktı

ABD'deki Columbia Üniversitesinden araştırmacılar, 1948'den bu yana 3 nesilden 14 bin 106 katılımcının verilerini inceleyerek, eğitiminle yaşlanmanın arasındaki çarpıcı bağları ortaya çıkardı...