Virüslü hastaların öksürük, hapşırıkya da konuşma yoluylavirüs damlacıklarını etrafa yaymalarıyla bulaşan hastalığın üşüme, titreme, ateş, burun akıntısı gibi belirtilergösterdiğine ve genellikle soğuk algınlığıyla karıştırıldığına dikkat çeken Arkut, gribin ağırlaştığı durumlarda zatürre,sinüzit, bademcik ve kulak iltihabı gibi yan etkilerin ortaya çıkabildiğinide açıkladı.
Her yıl grip aşısı formülünün yenilendiğini, bu nedenle aşının her sene yaptırılmasının faydalı olacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Arkut, özellikle yaşlılar, kalabalık ortamlarda çalışanlar, bağışıklık sistemi hastalığı olanlar ve sağlık personeli gibi risk altındaki kişilerin grip aşısı yaptırmalarını önerdi. Arkut, altı aydan küçüklere, hamileliğin ilk 3 ayının içinde olanlara ve yumurtaya alerjisi olanlara grip aşısı yapılmamasının önemli olduğunu vurguladı.
Yaşlı, hamile, bağışıklık sistemi zayıf ya da kronik hastalığı olan kişiler ile çocuklarda gribin daha ağır seyrettiğini aktaran Arkut, bu nedenle hastalık sırasında bol bol dinlenilmesi gerektiğini hatırlattı. Hastaların ayrıca tek kullanımlık mendil kullanması, dirsek içine hapşırması, el, göz, ağız ile buruna temasın azaltılması gerektiğini de kaydeden Arkut, “Hastanın odasının havalandırılması da önemlidir” dedi.
Gripten korunmak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, mevsime uygun giyinilmesi vemeyve, sebze tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Arkut, enfeksiyonlu kişilerle aynı ortamda uzun süre kalmaktan ve ortak eşya kullanımından kaçınılması gerektiğini debelirtti.