Arıklı ilk olarak gündemi meşgul eden Taşkent yakınlarına düşen S200 füzesi ile ilgili şunları söyledi: Bu yaşanan olayı öncelikle can kaybı olmadan atlattığımız için şükretmemiz lazım. Olayın sabahı biz parti olarak bir basın bildirisi yazıp yayınladık ve savunma sistemimiz ile ilgili yapılması gerekenlerin altını çizdik. Daha sonra partimiz içerisinde bulunan ve kurmaylıktan emekli arkadaşlarımız ile bu konu ile alakalı toplantı gerçekleştirdik. Bize verilen bilgiler dehşet ve hayrete düşürücü bilgilerdi ve ben şahsen çok şaşırdım. Günün sonunda bu yaşanan olayın bir kaza olmama ihtimalinin de ortada olduğunun kanısına vardık.
Bize verdikleri bilgiler S200 füzesinin menzilinin yaklaşık 200-250 km olduğu ve Suriye ile Kıbrıs Adası arası mesafenin ise 515 km civarlarında olduğudur. Dolayısı ile S200 füzesinin Suriye’den atılarak ve kazaen ülkemiz topraklarına düşmesi pek akla mantığa uymamaktadır. Ya çok daha yakın bir yerden atılmış olması ,ya da bir gemiden atılmış olması gerekmektedir. Genel Kurmaydan gelen arkadaşların yaptıkları incelemelerin raporlarını hep birlikte merakla bekliyoruz. Tabi güvenlik açısından ne kadarını bizlerle paylaşırlar oda ayrı bir konu.
Ama söylemek istiyorum ki Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalarda ki gibi biz bu konuyu basite indirgeyemeyiz. Kamuoyu ise işi magazinsel anlamda ele alıyor ve olayın ciddiyetini gölge düşürüyorlar. Baktığınız zaman bu füzenin düştüğü yer son derece stratejik ve lojistik anlamda son derece önemli bir yer güvenlik kuvvetlerinin beyninin konuşlandırıldığı bir yerden bahsediyoruz..
Sonuç itibarı her ne kadar kaza olması ihtimaline inanmak istiyorsak da bunun kaza olmayabileceğini düşünerek buna göre tedbirler almamız gerekmektedir. Kamuoyununda bu şekilde uyarılması lazım. Yani biz bugün durup dururken Türkiye ile yeni bir savunma anlaşması imzalayalım ve kara, hava, deniz açısından Türkiye’nin savunma konseptine dahil olalım derken bunu iş ola veya milliyetçi duygular ile söylemiyoruz çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bugün Ağrotur ve Dikelya’da F35 savaş uçakları var. Bu F35’lerin en büyük özellikleri füzeye yakalanmamalarıdır o yüzden hayalet uçak ismini almıştır. Dolayısı ile bunları hedef alan S200-S300 Füzeleri bunları teğet geçtikten sonra bir yere gitmeleri gerekiyor neticede bu füzeler hedefi vuramadık kendimizi imha edelim demiyorlar bir yere düşmeleri gerekmektedir. Bu sebepten dolayı Adamız potansiyel bir risk alanı olarak ortaya çıkıyor. O yüzdendir ki KKTC’nin savunma sistemsiz kalması düşünülemez… Bizim Türkiye ile yeni bir savunma işbirliği anlaşması yapmamız gerekmektedir ve Türkiye’nin hava savunma sistemine dahil olmamız elzemdir. Bu açıdan hükümetin işi magazinsel olarak olayı ele alıp hafife indirgemesinin bir anlamı yok önümüzde ki tehlikenin farkına varılarak çözüm üretilmesi için çalışılması gerekmektedir dedi…